Medyaya ve Kamuoyuna,
Bugün bölgelerimiz ve aslında tüm dünya şiddetli inkar ve soykırım saldırılarıyla karşı karşıyadır. İnsanlık önemli bir kriz içinde. Özgürlük, adalet ve demokrasi talep eden kadınlara ve halklara karşı geniş bir soykırım, tecavüz ve şiddet cephesinin açıldığını sıklıkla görüyoruz. IŞİD’in Suriye’de, Irak’ta, Şengal’dae, Kürdistan’da ve Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği katliamlar toplumun ve dünya kamuoyunun vicdanında canlılığını koruyor. Arap, Kürt, Hıristiyan, Ezidi halkları ve tüm milletler saldırı altında, asimilasyon ve imhayla karşı karşıya.
Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) olarak DAİŞ çetelerinin zulmüne karşı büyük bir cesaret ve fedakarlıkla savaştık ve direndik. Binlerce yoldaşımızı şehit vermemize rağmen, DAİŞ’i yenilgiye uğratıp bölge halkının güvenliğini ve istikrarını sağlayana kadar kararlılıkla ve ısrarla savaştık ve direndik. Ne yazık ki her gün bölgelerimize ve Güney Kürdistan’a saldıran işgalci Türk devletinin, IŞİD’in Zaho, Dohuk ve Amadiya bölgelerine yerleşmesinin, Zap ve Metina dağlarındaki gerilla güçleriyle mücadele etmesinin önünü açtığını görüyoruz. ve Güney Kürdistan’ın tüm bölgeleri. Türk devleti bu şekilde Güney Kürdistan topraklarını ilhak etmeye ve işgal etmeye çalışıyor. Türk devleti, Suriye’nin kuzeyindeki Rojava’yı işgal edip topraklarına ilhak ettiği gibi, şimdi de Güney Kürdistan topraklarını da ilhak etmeyi ve işgal etmeyi hedefliyor. Türk devleti, DAİŞ çeteleri ve hain Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve onun çeteleri Zeravan ve Golan’ın iş birliğiyle Güney Kürdistan topraklarını işgal etmeye çalışıyor.
Halklara karşı büyük katliamlar gerçekleştiren, kadınlara aşırı vahşetle saldıran ve onları köle pazarlarında satan DAİŞ çeteleri artık Efrîn, Ezaz, El Bab, Tel Abyad ve Sarı Kani gibi işgal altındaki bölgelerimizde üsleniyor. Bunlar Türk devleti tarafından donatılıyor ve finanse ediliyor. Bu paralı askerler oradan Kürdistan’a, Orta Doğu’ya, Avrupa’nın, Afrika’nın, Asya’nın çeşitli bölgelerine yönlendiriliyor. IŞİD çetelerinin Güney Kürdistan ve Irak’a kaydırılmasının ilhak, işgal, yeni katliamlar yapma amacı taşıdığının farkına varmalıyız.
Gerilla güçlerinin Şengal’i, Kerkük’ü, Mahmur’u, Erbil’i ve tüm Irak halkını DAİŞ teröründen koruduğunu tüm dünya biliyor. Peki IŞİD özgürlük gerillalarına karşı savaşmak için bu bölgelere nasıl taşınıyor? Güney Kürdistan ve Irak halkı, Barzani’nin bizzat Erbil’i IŞİD vahşetinden korumak için gerilla güçlerini çağırdığını çok iyi biliyor. Peki Barzani, IŞİD çetelerinin Güney Kürdistan’a geçip gerilla güçleriyle savaşmasına nasıl izin verebilir?
Onurlu Peşmergeler, topraklarını korumak için Saddam’ın faşizmine ve diktatörlüğüne karşı uzun yıllar mücadele etti. Bugünkü savaşın da aynı amaçla yürütüldüğünün farkına varmalı, dolayısıyla Barzani ile KDP’nin DAİŞ çetelerine kol açan ortaklığını kabul etmemeliler. Kobani’de Güney Kürdistan’dan gelen onurlu Peşmergeler ve uluslararası devrimcilerle omuz omuza IŞİD’e karşı savaştık ve onu yenmeyi başardık. Bu nedenle Kobani ruhuyla birleşip tüm Kürdistan’ı, Irak’ı, tüm Ortadoğu’yu korumalıyız.
Şüphesiz Güney Kürdistan ve Irak’ta onlarca siyasi parti bu işgali kınamış, Irak’taki Arap aşiretleri de buna karşı değerli bir duruş sergilemişlerdir. Ancak bu Türk işgalinin durdurulması ve IŞİD’in yeniden canlanmasının engellenmesi için bu duruşun büyük bir organizasyona dönüşmesi gerekmektedir. Merkezi Irak hükümeti ve Güney Kürdistan bölgesel hükümeti bu insanlık suçuna ortak olmamalı, DAİŞ çetelerini ve işgalci Türk ordusunu bu kutsal topraklardan derhal çıkarmalıdır.
Bütün dünya bu tehlikeyi görmeli ve İran’da, Rusya’da, Paris’te, Almanya’da, Afrika’da, Avrupa’da yaşanan katliamların Ankara’daki merkezden, Erdoğan ve Türk istihbaratı tarafından yönlendirildiğini anlamalıdır. Türk devletinin soykırım ve işgale dayalı politikası Erdoğan zihniyetinin IŞİD zihniyeti olduğunun kanıtıdır. Erdoğan, IŞİD terörünü Ortadoğu ve dünya halklarına karşı tehlikeli bir cephe olarak kullanıyor. Dolayısıyla tüm dünyanın Kürt gerilla güçlerinin yanında yer alması ve bu küresel suça karşı kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Gerilla güçleri Sincar, Rojava, Kerkük, Mahmur ve Erbil’de DAİŞ’e karşı durarak bölgede yeni katliamlar yapmasını engelledi. Bu savaşta sessiz kalmak, Ortadoğu’da ve dünyada yeni katliamlara, soykırımlara razı olmak demektir.
Bu nedenle şunu vurguluyor ve söylüyoruz:
Güney Kürdistan halkı ve tüm Irak halkı, DAİŞ çetelerine karşı ortak duruş sergilemeli ve Türk faşizminin topraklarından atılması için güçlü bir şekilde direnmelidir.
Ayrıca tüm şerefli ve onurlu Peşmerge güçlerini DAİŞ katliamlarına ve Türk işgaline karşı durmaya, direniş ve mücadele cephelerinde yer almaya çağırıyoruz.
Ayrıca merkezi Irak hükümetine ve Güney Kürdistan bölgesel hükümetine de bu işgali derhal durdurma çağrısında bulunuyoruz.
Erdoğan’ın Osmanlı emellerine karşı, bu topraklarda bir arada yaşayan Arap, Kürt ve Türkmen halkları başta olmak üzere tüm bölge halklarının büyük bir iradeyle durmaları ve direnmeleri gerekmektedir.
Doğudan batıya tüm dünya insani görevini yerine getirmeli, DAİŞ terörüne ve Erdoğan faşizmine karşı durmalı ve kararlı bir duruş sergilemelidir.
Tüm uluslararası kurum ve güçler, DAİŞ saldırılarına ve Türk işgal faşizmine karşı durmalı ve bu işgalci güçlerin Güney Kürdistan topraklarından atılmasını talep etmelidir. Aksi halde IŞİD terörü geri dönecek ve yeniden her yere yayılacaktır.
Yaşamın temel yapıcı gücü olan kadın cephesi bu saldırılara karşı en güçlü olmalıdır. Bu nedenle başta Güney Kürdistan ve Irak kadınları olmak üzere tüm dünya kadınlarını her türlü işgale ve soykırıma karşı birlik ve tek ses olmaya çağırıyoruz.
Sonuçta IŞİD’i yenene kadar uzun yıllar mücadele eden YPJ güçleri olarak, DAİŞ çetelerinin bu topraklara dönüp insanlığı yeniden katletmesine izin vermeyeceğiz. Biz de bu ilhak ve işgal saldırılarına karşı zamanı gelince tavrımızı ortaya koyacağız ve IŞİD’in bölgede yeniden kurulmasını her ne şekilde olursa olsun reddedeceğiz. Kadın Koruma Birlikleri olarak Kürt, Arap, Süryani, Süryani, Türkmen, Keldani ve Çerkes üyelerimizle dünyanın çeşitli yerlerinden Rojava’ya gelerek DAİŞ işgaline birlikte son veren uluslararası savaşçılarımızla birlikte tüm kadınları koruyacağız. Kadınların ve tüm insanlığın devrimi olan 19 Temmuz devriminin ruhuna sahip halklar. Gerekirse Güney Kürdistan ve Irak’taki halklarımızı da korumaya hazırız. IŞİD terörünün olduğu her yerde direnişin ve mücadelenin ön saflarında olacağız.
Yaşasın halkların birliği ve direnişi!
Yaşasın kadınların birliği ve direnişi!
Yaşasın devrimci enternasyonal ruh!
Kahrolsun faşizm ve ihanet!
İlhak ve işgal politikalarına hayır!
YPJ Genel Komutanlığı
21 Temmuz 2024