“Kadınların özgürlük, eşitlik ve onurlu yaşam mücadelesi tüm dünyada yayılıyor. Bu arayışla birlikte iktidardaki kapitalist erkek sistemi kadınlara şiddet, tecavüz ve soykırımla saldırıyor ve egemenliğini korumaya çalışıyor.
Bugün Hindistan’da şiddet ve istismar kültürü en üst düzeydedir. Kalküta kentinde bir kadın doktorun darp edilerek vahşice öldürüldüğü ciddi olay karşısında kadınlar ve Hindistan halkı ayaklanarak toplu eylemler düzenledi. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla tavırlarını ortaya koydular.
Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) olarak bu korkunç olayı kınıyor, tüm kadın örgüt ve hareketlerini kadına yönelik her türlü baskı, şiddet, istismar, fiziksel ve ruhsal baskıya karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Katiller ve tecavüzcüler hesap vermeli.
Bölgemizde DAIŞ ve diğer grupların şahsında işgal, soykırım, taciz ve yağma yapan ataerkil sisteme karşı YPJ olarak amansız bir mücadele yürüttük. DAIŞ yönetimi altında kadınlar vahşice istismar ediliyor, kadınlar pazarlarda köle olarak satılıyor ve tüm hakları ellerinden alınıyordu. Êzidî kadınların yaşadığı ciddi trajedi tüm insanlığın hafızasındadır. Cesaretle, inançla, güçlü bir örgütle bu çetelere karşı savaştık, direndik ve mağlup ettik. Êzidî, Hristiyan, Kürt ve Arap kadınlarını DAIŞ vahşetinden kurtarmak için büyük bir direniş gösterdik. İşgalci Türk devleti bugün Kuzey-Doğu Suriye bölgemizde düzenlediği hava saldırılarıyla kadın savaşçılarımızı, özgürlük savaşçılarımızı, YPJ komutanlarımızı ve savaşçılarımızı hedef alıyor. İşgal altındaki topraklarımızda işgalci Türk devletinin askerleri ve paralı askerleri her gün kadınlara yönelik tecavüz, kaçırma ve katliamlar gerçekleştirmektedir. Elbette bu saldırılara ve vahşi eylemlere karşı çok yönlü bir mücadele yürütüyoruz ve savunma gücümüzü güçlendiriyoruz.
Ataerkil sistemin istismarcı kültürünün küresel bir sistem olduğunu ve kadim bir geçmişe sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Bugün bile Hindistan’da kadınlar tacize uğruyor, İran’da kadın savaşçılar asılıyor, Irak’ta kız çocuklarının evlenmesi yasallaştırılıyor. Afganistan’da kadınlar tüm insan haklarından mahrumdur. Dolayısıyla bu sisteme karşı mücadelenin küresel, çok taraflı ve çok güçlü olması gerekiyor. Tüm kadın savaşçıların, örgütlerin ve toplumsal kurumların, yani tüm toplumun bu gerçeği bilmesi ve saldırılara karşı tek ses olarak ayağa kalkması gerekiyor. Bir toplum ne kadar organize olursa, öz savunma gücünü de o kadar geliştirebilir. Tabii ki kadınların herkesten çok kendilerini korumaya ihtiyacı var. Bu da örgütlenmenin bir sonucu olarak mümkündür. Örgütlü kadın kendini, tüm kadınları ve toplumu koruyabilen kadındır. Bu nedenle biz kadınlar olarak birbirimize daha çok sahip çıkmamız, bir arada olmamız, birbirimize destek olmamız gerekiyor. Bu anlamda Hindistan kadınlarının ve halkının yükselişini çok değerli ve anlamlı buluyoruz. Bu yükseliş güçlü bir örgütlenmeye dönüştüğü takdirde bu baskıcı iktidar sistemine son verebilecektir.
Şüphesiz Önder Apo’nun büyük bir çalışma ve mücadele sonucunda biz kadınlara kazandırdığı ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi, bize baskıcı ve tecavüzcü erkek anlayışından kurtulmanın yolunu gösterdi. YPJ olarak özgürlük mücadelemizin ve savaşımızın başlangıcından bu yana bu felsefeyi temel aldık. Zaman geçtikçe bu felsefe büyüdü ve Jina Amini Serhildanlarında, dünya kadınlarının ayaklanmalarında ve hatta bugün Hindistan ayaklanmalarında bu felsefe bir mücadele biçimine dönüştü ve her yerde yankı buldu. Bu temelde kadın devrimi küreselleşiyor ve şimdi demokratik bir kadın konfederasyonu sistemi kurmanın zamanıdır.
Bu temelde Hintli kadınların değerli direnişini selamlıyor ve onlara desteğimizi ifade ediyoruz. Bu anlamda Hindistan kadınlarını ve tüm dünya kadınlarını hiçbir şekilde mücadelelerini durdurmamaya, Önder Apo’nun ‘Jin, jiyan, azadî’ özgürlük felsefesiyle örgütlenip savunma gücünü inşa etmeye çağırıyoruz.”
YPJ Genel Komutanlığı
20-08-2024